Cennet; Allâh’ın Mü’minleri ebediyen nimetlendirmek için hazırladığı yerdir. Şu anda vardır ve ebediyen kalacaktır.
Allâh-u Teâlâ Âli İmrân Sûresi’nin 133. Ayet-i Kerîme’sinde şöyle buyuruyor:
﴿وَسَارِعُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِين ﴾
Anlamı:“ Rabbinizin bağışlamasına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allâh’tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun!”
Allâh-u Teâlâ El-Nisâ Sûresi’nin 13. Ayet-i Kerîme’si de, Cennetin ebedi kalıcı olduğuna delildir:
﴿ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا
الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴾
Anlamı: “Kim Allâh’a ve Resûlüne itaat ederse, Allâh, onu, altından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Orada ebedi kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur.”
Cennete girenlerin çoğu fakirlerdendir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
دَخَلْتُ الْجَنَّةَ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاء
Anlamı: “Cennete girdim, Cennet ehlinin çoğunun fakirlerden olduğunu gördüm.”
Allâh-u Teâlâ onda (Cennette) hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir beşerin kalbine gelmemiş güzellikleri hazırlamıştır.
Peygamber Efendimiz Kudsi bir hadis-i şerifte buyurdu ki: Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
أَعْدَدْتُ لِعِبَادِيَ الصَّالِحِينَ مَا لا عَينٌ رَأَتْ وَلا أُذُنٌ
خَطَرَ عَلَى قَلْبِ بَشَر سَمِعَتْ وَلا
Anlamı: “ Allâh, salih kulları için hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir beşerin kalbine (aklına) gelmemiş güzellikler hazırlamıştır.”