Evliya olan kimselere hâsıl olan olağanüstü olaylara keramet denir. Allâh-u Teâlâ Meryem aleyhesselâm hakkında şöyle buyuruyor:
كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقًا قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Anlamı: “Zekeriyye (Peygamber), onun yanına (Meryem), mâbede (İbadethane) her girişinde orada bir rızık bulur ve “ Ey Meryem, bu sana nerden geldi?” der; o da:“Bu, Allâh’tandır. Allâh, dilediğine sayısız rızık verir” derdi.
Ayet-i kerîmede de açıkça beyan edildiği üzere, Meryem aleyhesselâma keramet olarak, hiç kimse bulunduğu odaya girmemesine rağmen, odasında her zaman güzel yiyecekler bulunurdu. Bu olay da, annemiz Meryem aleyhesselâma keramettir.