Nikâh
Wedding Backdrop Wallpaper

Nikâhın sahîh olmasının şartları şunlardır:

  • Kızın velisinin bulunması.
  • İki şahidin olması.
  • Nikâh için engeli olmayan gelin ve damat.
  • İcâb ve Kabûl a-İcâb; Velinin, damada “Falan kızımı seninle evlendirdim”

b-Kabûl; Damadın “Bu evliliği”  veya  “Bu nikâhı kabul ettim” demesidir.

Müslüman bir erkeğin, sadece Müslüman, aslı Hristiyan veya aslı Yahudi bir bayanla evlenmesi caizdir. Yani Mecusi, putperest, aya, güneşe veya yıldıza tapan bayanlarla evlenmesi caiz değildir.

Müslüman bir bayanın, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmesi caiz değildir. Her kim bunu helâl kılarsa, Kur’ân-ı tekzip etmiş olur.

İslâm dininden çıkmış olur.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:[1]

﴿ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَ تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ لَ هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَ هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ ﴾

Anlamı: “Gelen kadınların inanmış Mü’mîn kadınlar olduklarını bilirseniz, onları kâfirlere geri göndermeyiniz. Çünkü onlara helâl değiller. Onlar da bunlara helâl değiller.”

[1] El-Mumtehineh 10

Kızın velisinde bulunması gereken şartlar şunlardır:

  • Erkek olması.
  • Hür olması.
  • Baliğ olması.
  • Müslüman olması (Ancak; Hristiyan veya Yahudi bayanların nikâhlarında şart değildir.)
  • Akıllı olması.
  • Adil olması ( bu şart ihtilaflıdır)

Adil; farzları yerine getiren, büyük günahlardan sakınan ve küçük günahları fazla yapmayan kimsedir.

İki şahitte bulunması gereken şartlar şunlardır:

  • Erkek olmaları
  • Hür olmaları
  • Baliğ olmaları
  • Adil olmaları
  • Müslüman olmaları
  • Akıllı olmaları
  • Nikâhın kıyıldığı dili bilmeleri

Gelini ismiyle veya simasıyla tanımaları

Kızın velisi damada; “Falan kızımı bu kadar mehir karşılığında seninle evlendirdim”, damadın ise kızın velisine; “Bu kadar mehir karşılığında bu evliliği kabul ettim” demesi gibi. Muhakkak ki, bu iki sözün iki şahit huzurunda söylenmesi gerekir.

Talâk (boşanma); Erkek tarafından evliliğin sona erdirilmesi, erkeğin karısını boşaması demektir. Şakadan olsa dahi eşini boşayan kimsenin boşaması geçerli olmuştur.

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:[1]

ثَلثٌَ جِدُّهُنَّ جِدٌّ وَهَزْلهُُنَّ جِدٌّ النِكَّاحُ وَالطَّلَقُ وَالرَّجْعَةُ

Anlamı: “Üç şey vardır ki bunların gerçeği de gerçektir, şakası da gerçektir. Nikâh kıyma, boşanma ve nikâha geri alma.”

[1] İmâm Dârakutnî, Sünen-i Dârakutnî

Boşanma iki kısma ayrılır:

  • Sarih (açık) boşama.

Niyete bağlı olan kinayeli boşama.

Kocanın hanımına: “Seni boşadım” demesi sarih talâka bir örnektir.

Kocanın hanımına: “Sen bana harâm oldun” demesinde eğer talâkı kastederse boşanma sayılır, yoksa sayılmaz.

Koca hanımını bir veya iki kereyle boşarsa, onu iddet esnasında geri almak için yeni bir nikâh şart değildir. “Eşimi nikâhıma geri aldım” demesi yeterlidir. Ancak iddet süresi geçerse yeni bir nikâh gereklidir.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:[1]

﴿ الطَّلقُ مَرَّتَانِ فَإِمْسَاكٌ ِبِمَعْرُوفٍ أوَْ تَسْرِيحٌ ِبِإِحْسَانٍ ﴾

Anlamı: “Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir.”

[1] El-Bakarah 229

Hanımını üç talâkla boşayan kimsenin, onu tekrar alabilmesi için şu beş şeyin yapılması gereklidir:

  • Bayanın iddet süresini beklemesi,
  • Bayanın başka erkekle evlenmesi,
  • Yeni eşiyle cinsel ilişkiye girmesi,
  • Yeni eşin bayanı boşaması,
  • Yeni eşinden boşandıktan sonra tekrar iddet süresinin geçmesi.

Bunlar gerçekleştikten sonra bayan kendini üç talâkla boşayan eski eşine dönmek isterse, yeni bir nikâhla nikâhlanabilir.

Allâh-u Teâlâ “şöyle buyuruyor:[1]

﴿ فَإِنْ طَلَّقَهَا فَل تَحِلُّ لَهُ مِنْ بَعْدُ حَتَّى تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَهُ ﴾

Anlamı: “Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz.”

[1] El-Bakarah 230

Âlimlerin icmaı ile üç sayılır. Bu icmayı İmâm İbn-i Munzir “El-İcmâ” adlı kitabında nakletmiştir. Ondan başka âlimler de bunu nakletmişlerdir. Bu, İmâm Şâfîi’nin, İmâm Mâlik’in, İmâm Ebu Hanîfe’nin, İmâm Ahmed’in ve başka âlimlerin de görüşleridir. Bu konuda sadece ve sadece İbn-i Teymiye muhalif olmuştur. Bu fetvası, İcmaya ve ümmete karşı çıkmış olduğu dalaletlerden birisidir.