Mübârek üç ayların ilki olan Receb ayının önemi ve değeri
Enes bin Mâlik’ten şöyle rivâyet edilir:
Receb ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz şöyle derdi:
“Allâh’ım! Receb ve Şabân’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramadân’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel,
Müsned, 1/259)
İmâm Müslim İbn-i Abbâs’ın şöyle dediğini nakletmiştir: “Rasulullâh Receb ayında bazen
o kadar çok oruç tutardı ki, Onun hiç iftar etmeyeceğini zannederdik. Bazen de yemek yer
oruç tutmazdı.” buyurmuştur. (Müslim) Efendimizin bazı günlerde oruç tutmayışı, ümmetin
her gün oruç tutmayı vacip zannetmemesi hasebiyledir.
(Şu beş gecede yapılan duada büyük hayır vardır. Regâib gecesi, Beraat gecesi, Kadir
Gecesi, Cuma gecesi, Ramadân ve Kurban bayramı gecesi.) (İbn-i Asakir)
Receb ve Şaban ayında oruç tutmak çok faziletlidir:
Receb ayında oruç tutmak sünnet, Ramadân ayında ise farzdır. Recep ve Şabân ayının
tamamını oruçlu geçirmek çok iyidir fakat kişi tutamaz ise gün aşırı tutar. Veya Pazartesi ile
Perşembe günleri tutar. Sadece Cuma günü nafile oruç tutmak mekrûhtur. Şayet nafile orucu
tutmaya Cuma gününden başlanacaksa hemen ardından Cumartesi gününü de oruç tutma
niyetiyle Cumadan başlanır veya Perşembe gününü oruç tuttuktan sonra Cuma günü de oruç
tutulur.
Üç Ayların Fazîleti -1 1
Üç Aylarda büyük bereketler vardır:
Receb ayın içinde mübarek gecelerimizden İsra ve Mirâc gecesi vardır. Receb ayının
ardından Şabân ayı gelir. Bu mübarek ayın 15. gecesi ise Beraat Kandili’dir. Şabân ayının
ardından ise içerisinde gecelerin en hayırlısı olan Kadir Gecesi’ni barındıran ve ayların en
hayırlısı olan mubarek Ramadân ayı gelir.
Kadir Gecesi’nde Kur’ân-ı Kerîm bir defada Levh-i Mahfûz’dan Beyti’l İzze’ye indirildi.
Beyti’l İzze, birinci semadaki kıbledir. Her bir semada Kâbe’nin hizasında meleklerin ibadet
ederken yöneldikleri bir kıble (yapısı) vardır. Yedinci semadaki kıblenin adı Beyti’l
Ma’mûr’dur. Aynı şekilde yerin altındaki yedi katlarda da Kâbe hizasında birer kıble vardır.
Bu mubarek aylarda daha fazla ibâdet etmeye çalışalım, çünkü ölümün ne zaman
geleceğini bilemeyiz. Müslümanın sadece Ramadân’da değil her zaman Âhireti düşünüp
ibadetlerini yerine getirmesi gerekir.
Kurtuluşa ermek için Allâh’ın emirlerini yerine getirip harâmlardan korunmalıyız. Çünkü
Cennet’i isteyenin Cennet’e yaklaştıran amelleri yapması gerekir. Cehennem’den korkanın ise
Cehennem’den uzaklaştıracak amelleri yapması gerekir. Her gün hazırlık içinde olmalıyız.
Bazı insanların yaptıkları gibi sadece Ramadân ayında kötü fiillerden uzak kalarak değil. Hiç
birimiz Ramadân’a ulaşıp ulaşmayacağımızı bilmiyoruz. Belki Ramadân’a varmadan
öleceğiz. Kim bilir?
Şaairin buyurduğu gibi :
Takvalı ol çünkü bilemezsin.
Akşamladığın zaman fecre kadar yaşayacak mısın?
Kaç gelini kocasına hazırlayıp süsledi.
Fakat ona kefenini hazırdı bilmeden.
Kaç genç için uzun ömürlü olurlar diye beklenirken.
Onların cesetleri kabirlere indirildi.
Kaç sağlam bedene sahip olan kimse vefat etti.
Ve kaç hasta vardır ki uzun bir ömür yaşadı.
Osmanlıda Üç Aylar
Osmanlılar üç ayların gelişini hilâle bakarak tespit ederlerdi.
Osmanlı Devleti tarafından Receb ayı hilâli görülür görülmez bu ayın ilk Cuma’sında
kutlanan Regâib Kandili kutlamaları için hazırlıklara başlanırdı
Ve bu gece geldiği zaman camiler kandillerle donatılırdı.
Bu mübarek gecelerin bazılarına kandil denmesinin sebebi bu günlere verilen
ehemmiyetten kaynaklanıyordu.
Osmanlı Padişahı 2. Selim bu mübarek geceler geldiği zaman cami ve minareleri
kandillerle aydınlatırdı.
Daha sonra bu uygulama oğlu 3. Murad döneminde kanun haline getirilmişti.
İste Cami ve minareler bu mübarek günlerde kandillerle aydınlatıldığından bu günlere
kandil denilmeye başlanmıştı.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde 4.Murad döneminde bu mübârek gecelerde Sultanahmet
ve Süleymaniye Camilerinde binlerce kandilin yakıldığını, minarelerin çok güzel bir şekilde
aydınlatıldığını nakletmiştir.
Bu gecenin sevincinden dolayı padişahların bazı mahkumları affettikleri yani serbest
bıraktıkları da olmuştur.
Halk da bu günü büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılardı