Şefaat

Şefaat”; başkasından, bir başkası için hayrı istemektir. Şefaat, sadece Müslümanlara mahsustur. Peygamberler, ilmi ile amel eden âlimler, şehitler ve melekler şefaat ederler.

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:

شَفَاعَتِي لِأَهْلِ الْكَبَائِرِ مِنْ أُمَّتِي

Anlamı: “Şefaatim, ümmetimin büyük günahkârlarınadır.”

Peygamber Efendimiz yine bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:

لِكُلِّ نَبِيٍّ دَعْوَةٌ مُسْتَجَابَة ٌ، فَتَعَجَّلَ كُلُّ نَبِيٍّ دَعْوَتَهُ، وَإِنِّي اخْتَبَأْتُ دَعْوَتِي شَفَاعَة ً لأُمَّتِي يَومَ القِيَامَةِ، فَهِيَ نَائِلَة ٌ إِنْ شَاءَ الله ُ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِي لا يُشْرِكُ بِاللهِ شَيْئًا

Anlamı: “Her Peygamberin kendisinden kabul edilen bir duası vardır. Öyle ki her Peygamber bu duasında çabuk davranmıştır (duasını dünya hayatında istemiştir). Ben ise onu kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için sakladım. O halde ümmetimden şirke düşmemiş bir halde ölen kimse inşaallâh ona nail olacaktır.”

Kâfirlere Kıyamet gününde şefaat yoktur.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَىٰ

Anlamı: “Allâh’ın razı olduklarından başka kimseye şefaat etmezler.” Yani sadece mü’minlere şefaat vardır.

Mobil sürümden çık