Kabir hayatı, dünya hayatıyla ahiret arasında bir köprü gibidir. Bu hayata berzah hayatı da denilir. Kabir hayatı, hadisin ifadesiyle, “Ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (İmâm Tirmizî)
Ölüye Münker ve Nekîr melekleri kabir sorgulamasını yapar. Bunun ve ona kabir nimetlerinin veya kabir azabının tattırılması haktır.
Bu Meleklerin görünüşleri çok korkutucudur. Ancak kâmil Mümin onları görünce kesinlikle korkmayacak ve çekinmeyecektir. Çünkü Allâh’u Teâlâ kâmil Müminlerin kalplerini güçlendirecektir.
Bu mevzu hakkında Resûl-ü Ekrem ﷺ meâlen şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak ki ölü, kabrine konulduğu zaman rûhu cesedine döner. Sonra kendisine, renkleri siyah mavi olan iki melek (Münker ve Nekîr) gelir. O ölüyü kabrinde oturturlar ve ona şöyle sorarlar: ‘Rabbin kim? Muhammed ﷺ hakkında ne diyordun?’ Kamil Mümin, meleklerin sorusuna şu cevabı verir: ‘Allâh’tan başka ilâh yoktur ve Muhammed onun kulu ve Resûlüdür.’ Tabi ki onun bu sözleri, dünyada edinmiş olduğu inancın bereketi ve Allâh’ın verdiği ikram ile olacaktır. Melekler de ona: ‘Senin bu cevabı vereceğini biliyorduk’ derler. Sonra kendisi için kabir yetmişe yetmiş arşın genişletilir, nurlandırılır ve güzel kokularla doldurulur. Cennet’in kokusunu alır, kabri Cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürülür. Cennet’teki yeri kendisine günde iki defa gösterilir. Melekler kendisine: ‘Bu, senin dünyada yapmış olduğun iyiliğin ve doğruluğun mükâfatıdır’ diye hitap ederler. Bunlardan sonra melekler ona dirilişe kadar huzur ve rahatlık içinde uyumasını söylerler.
Melekler, kâfir olan kişiye de aynı soruyu sorar ve derler ki: ‘Rabbin kim? Muhammed ﷺ hakkında ne diyordun?’ Kâfir ise, ‘Bilmiyorum’ der. Melekler de: ‘Bunu söyleyeceğini biliyorduk’ derler ve yer, kaburgaları birbirine geçinceye kadar o kâfirin üzerine daralır. Sonra ensesine demirden bir balyozla vurulur. O kişi, öyle bir çığlık atar ki, onun feryadını insanlar ve cinler hariç, orada bulunan diğer varlıklar işitir. Eğer o kişinin feryadını kâfirler işitmiş olsaydı, Allâh korkusundan İslâm’a girerlerdi; günahkâr olan Müslümanlar işitmiş olsaydı, onlar da günahlarından tövbe ederlerdi.
Kâfir olan kişinin kabrinden Cehennem’e bir pencere açılır. Günün başında ve sonunda olmak üzere, günde iki defa Cehennem’deki yeri ona gösterilir. Kabri Cehennem çukurlarından bir çukur olur. Hak etmiş olduğu (yılan, akrep, kurt ve kabrin karanlığı gibi) azapları orada çekmeye başlar. Sonra ona ‘Kâfirin cezası budur’ diye seslenilir.” (İbn-i Hibbân)
Bazı günahkâr Müslümanlar da kabirde azap çekeceklerdir. Ancak azapları, kâfirlerin azaplarından daha azdır.
Kabirde Sual Sorulmayacak Olanlar:
- Peygamber
- Savaş şehidi
- Buluğ çağına varmadan ölen çocuk
Müminlerden bazılarının cesedi çürüdükten sonra ruhları, yedinci göğün üzerinde ve yedinci gökten ayrı olan İlliyyîn adlı yerde nimetlenecek ve tekrar dirildiklerinde rûhları bedenlerine dönecek, sonra da Cennet’e gireceklerdir. Bunlar bazı evliyâ kullardır. Büyük günah işleyip tövbe etmeden vefat eden Müslümanlardan bazılarının cesedi ise çürüyüp yok olduktan sonra rûhları birinci gök ile yer arasında olacaktır.
Peygamberlerin, Savaş şehitlerinin ve ilmiyle amel eden bazı âlimlerin cesetleri çürümez.
Kâfirlerin rûhları ise, cesetleri çürüdükten sonra yerin yedi kat altında “Siccîn” denilen yere iner ve orada azap içerisinde kalırlar.
Allâh-u Teâlâ bizleri kabir azabından muhafaza eylesin. Müslüman olarak yaşamayı ve günahlardan tövbe edip salih bir Müslüman olarak vefat etmeyi nasip eylesin. Âmîn…